top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıCansu Dağbağlı

İzdüşüm


Yaşadığı veya hissettiği şeyleri başkasının yaşadığını görmek her zaman garip gelir insana. Bazen sevindirir bazen şaşırtır ama mutlaka düşündürür.

Bir de bu yaşanan his-duygu yazıya dökülmüşse, şarkı olmuşsa, bi filmde karşına çıkmışsa daha da garip hissettirir. Bu aralar sürekli “hayat garip” diye düşünmemin sebebi bu belkide. Ya da karşıma bu yazıların/şarkıların/filmlerin çıkmasıyla hep “hayat tesadüflerle dolu” dememin sebebi…

Baya kıskanıyorum kendi yaşadıklarımı ben nasıl böyle güzel anlatamam diye. Belki o başka şey yaşadı, bambaşka bişey anlatmak istedi ama benim için önemli olan o an onu okuyunca kendi hayatımdaki izdüşümünü hatırlamam. Ben derim ki şöyle oldu böyle oldu, aslında pek bişey olmadı, belki bi anlamı yoktu, kendiliğinden öyle gelişti, üzerinde hiç konuşmadan ve de pek düşünmeden yaşandı. Ben böyle anlatırım. Murathan Mungansa, “paylaşılan şeylerin güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüşmesi” olarak anlatır. Ben de kendimi bulurum işte.

Söz konusu yazıdan alıntı:

“…

Oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü paylaştığımız şeyler. Birbirinden kamaşmaya başlamıştı tenlerimiz, dokunmasan da yanındaki gövdeyi duymanın şiddetine dönüşmüştü aramızdaki çekim. Tenin çağrısı hazırdı kendine kurulan bütün tuzaklara.

…”


bottom of page